JBL, günümüzün en popüler ses teknolojileri firmalarından biri. Firma aslında ses fiziği ve akustik bilimi alanında pek tecrübeli ve deneyimli; zira profesyonellere yönelik bir çok kendini ispatlamış referans monitörleri, “JBL PRO” adı altında, bunu ispatlayan birincil örnek. Bununla birlikte, JBL Hi-Fi sıfını ürünler, bir çok odyofilin beğendiği ürünler arasında yerini koruyor.
Marka her ne kadar profesyonel pazara hakim konumda olsa da, firmanın asıl odak noktası genel tüketici. Biz odyofiller, aslında JBL’i; “Ses Kalitesi” kriterine öncelik verdiğimiz konuşmalarda, genellikle ilk öne çıkaracağımız markalardan biri olarak görmeyiz. Bunun tabii, bir çok nedeni var…
Yoldan genç birini çevirip; “Merhaba, siz JBL markasını tanıyor musunuz?” diye bir soru sorsanız, alacağınız cevap muhtemelen: “Evet, bir JBL Bluetooth hoparlörüm var.” Ya da; “Evet, bir JBL bletooth kulaklığım var.” olurdu.
Firmanın kablolu ürünlerinden çok, günümüzde kablosuz sınıf ürünleriyle tanındığı bir gerçek. Bu ürünler, özellikle kablosuz hoparlörler; ses kalitesi dışında bir çok konuda sınıf lideri özelliklere sahipler. Su gerçirmemizlik, malzeme kalitesi, batarya ömrü, tasarım kriterleri; bu özelliklerin başında.
Endurance Run, yepyeni bir kulaklık değil. Konu kablolu kulaklıklar olunca, bunun çok da fazla bir öneme sahip olduğunu düşünmüyoruz.
Model, çok uygun fiyat aralığında üstün malzeme kalitesi, konfor, su geçirmemezlik, sabit yerleşim ve enerjik ses karakteri sunuyor. Firma, bizce burada başarılı bir spor kulaklığına imza atmış.
Endurance Run, tasarımsal bazı özellikleri ile öne çıkan bir kulaklık. Burada bazı kilit noktalar var. Su geçirmez, IPX5 sertifikalı gövde; bunlar arasında en önemlilerinden.
Model, tam anlamıyla bir spor kulaklığı! Endurance Run’ı aktif hayatınızda kullanırken; “Acaba terlersem kulağım bozulur mu?”, “Yağmur altında koşabilir miyim?”, “Bisiklet sürerken kulağımdan düşer mi?” gibi sorulara yer yok.
Bizde ki model, sarı ve siyah renk kombinsayonuna sahip. Kulaklığın bir çok noktası siyah iken, kabinin içe doğru bakan tarafı, mikrofon / kumanda bölgesinin “mikrofon kısmı” ve jack kısmında ki bazı detaylar, parlak sarı renkte.
Kablo, gövdeye sabit. Kendi isteğimizle çıkarabilmek, mümkün değil. Kablonun jack kısmı, 45 derece açılı, 3.5mm çıkış kalınlığına sahip, balanssız.
Gövde, hem kulak arkası, hem de düz aşağı sarkıtılarak kullanılmak üzere tasarlanmış. İyi, tamam, güzel fakat burada kulak arkası kullanım, birazcık mantıksız bir durum ortaya çıkarıyor. Şöyle ki; bu senaryoda sağ kulaklığı sola, sol kulaklığı sağa takmanız gerekiyor. JBL durumu ciddiye alıp, gövde üzerinde yer alan, sağ ve sol tarafları belirtmek üzere var olan “L” ve “R” harflerini, kulak arkası kullanım için özel olarak, bir de tersten yazmış 😊 Bizce, olacak iş değil. En sevdiğiniz şarkı da, 10 senedir sağ taraftan gelmesine alışkın olduğunuz vokalin soldan gelmeye başladığını duyunca, rahatsız olabilirsiniz.
Son olarak, kabinler sırt taraflarından birbirlerine mıknatıs yardımı ile tutunabiliyorlar. Böylelikle, kulaklığı kullanmıyorken yaşanabilecek kablo karışma durumu bir nebze önlenerek, daha düzenli bir saklama işlemi gerçekleşiyor.
Sunum
JBL Endurance Run, açıkçası güzelce tasarlanmış, kaliteli bir kutu içerisinden çıkıyor.
Kutunun İçinden Çıkanlar:
· JBL ENDURANCE RUN
· 3 ÇİFT KULAK UCU
· Garanti Belgesi ve Güvenlik Kılavuzu
JBL Endurance Run, pek uygun fiyatlı bir kulaklık. Uygun fiyatlı kulaklıklarda, genellikle kaliteli malzeme altyapısı ile birlikte sağlam bir hissiyat yakalayamayız. Endurance Run, bizi sevindirdi. Bu kulaklığın malzeme kalitesi, ürün plastikten üretilmiş olmasına rağmen; pek kalın ve yumuşak, pürüssüz dış kaplaması sayesinde, fiyatının yukarısında hissettiriyor.
Malzeme kalitesi kriteri altında tekrarlamak doğru olacağı üzere; Su geçirmez, IPX5 sertifikalı gövde, kategorinin puanını arttıran önemli öğelerden.
Bununla birlikte, çağrılarınızı yanıtlayabilmek, müziğinizi durdurup başlatabilmek üzere yerleştirilmiş, mikforon üstünde yer alan buton; gerçekten yıllarca dayanabilecekmiş kadar kaliteli hissettiriyor.
Endurance Run, kullanımı rahat bir kulaklık. Kabin aslında 2 parçadan oluşuyor. Dış katman, slikonumsuz bir materyale sahip. Bu materyalin 2 görevi var ve ikisi de konforla alakalı.
1. Kulaklığın, kulağınızda pek sabit kalarak, en aktif rol oynadığınız aktivitelerde dahi yerinden oynamaması.
2. Tenle uyum; Yumuşak dokunuş.
Model oldukça hafif. Tasarım kriterinde bahsetmiş olduğumuz üzere, 2 farklı şekilde kullanılabiliyor. Kulak arkası ve düz, aşağı sarkıtacağınız şekilde… Biz, düz kullanımı tercih ettik.
“Endurance Run”, dayanıklılık ve aktif hayatı temsil eden iki kelime. Firma, modeli daha çok “koşu” kulaklığı gibi pazarlasa da, aslında burada koşu aktivitesinin, kulaklıklar için en zor senaryo olduğu düşünülerek böyle bir ana fikre varılmış olabilir.
Koşu sporu; kulaklıklar için gerçekten de en zorlayıcı senaryolardan biri. Sürekli zıplıyor gibi yapılan yukarı – aşağı hareket, airpods gibi kulaklıkarın, bazı kulaklarda sabit kalmasını zorlaştırıyor. Endurance Run, bu kulaklıklar arasında değil.
Model tabii, bünyesinde herhangi bir elektronik özelliğe sahip değil. Bu; düz, bir analog kulaklık. Endurance Run’ı kullanmak istemenizin temel sebebi, müzik dinlemek olmalı.
Kulaklık ayrıca, bir mikrofona sahip. Bu mikrofon ile aramalarınızı, hareket halinde veya otururken, kaliteli bir şekilde gerçekleştirebiliyorsunuz.
Ses kalitesi kriteri hakkında yorum yapmak, aslında en iyi bildiğimiz şey. İşte bu yüzden; JBL Endurance Run gibi ürünlerde, bu oldukça zor.
Fiyat / Performans kavramını konuşmaya başladığımızda, top çinli firmaların eline gidiyor. Bu böyle.
Bir kulaklığın “Ses Performansı” hakında değerlendirme yaparken tabii, kulaklığın satın alınabildiği fiyat aralığı, kritik dinleme seanslarımızı yaparken tarttığımız parametrelerin sonucunda, karar verme mekanizmamızda ki önemli filtrelerden biri oluyor. Bir kulaklığın Ses Kalitesi puanı “6” ise, bu, o kulaklığın bulunduğu fiyat bandında ki diğer rakiplerinin de değerlendirmeye alınması sonucu verilmiş bir puandır. Böyle yaparak her incelememizde aslında benzer bir referans noktası belirlemiş oluyoruz. Eğer en iyiyi referans alarak puan verirsek; bu durumda “fiyatına göre” bir çok iyi ses kalitesine sahip kulaklığa 2-3 gibi puanlar vermemiz gerekirdi.
Chi-Fi, çinlilerin elinden çıkmış Hi-Fi ürünlerine verilen genel isim. Uzakdoğuda bu sektör, o kadar ilerledi ve kaliteli bir hal almaya başladı ki; uygun fiyat bandında karşılaşılabilecek çözünürlük seviyesi, detay seviyesi gibi Teknik parametreler oldukça değerlenmiş oldu. Resmen boyut atladılar.
Endurance Run’ın orjinal fiyatı yaklaşık 20 dolar. Bu tabii, değişebiliyor. 20 dolar bandında, bu kulaklıktan çok daha yüksek Teknik başarımlara sahip kulaklıklar bulabilirsiniz. Durum böyleyken, endurance run’ın Teknik başarımlar düşünüldüğünde; “Çözünürlük, Sahne Büyüklüğü, Sahne Yerleşimi, Enstrüman Ayrımı, Mikro Detaylar ve dahası…” övülecek bir tarafı yok.
Model Ses Kalitesi kriteri altında; geriye kalan puanları tonal karakteri ile toplamayı başabiliyor. Kulaklık derinlere inebilen, alt frekansları ile, sporcu kişiliklere yönelik gereken ekstra gövdeyi verebilecek yapıda. Burada makul bir extensiondan bahsedebiliriz. Basların vuruculuğu, özellikle bir amfi ile kullanıldığında öne çıkabiliyor.
Aksanlı alt frekanslar gibi, aksanlı üst frekanslarda, insane enerji katan başka bir grup. Tizlerde, hareketli şarkılarda mevcut olan kıvılcımı ateşe dönüştürebilecek kadar; frekans bütünü baz alındığında 2-8 kHz arası bir çok bölgede belirgin tepe noktaları yer alıyor.
Model; sporcu için gereken iki tonal özelliğe de sahip. Vurucu alt frekansların gücü eşliğinde, gereken heyecanı aşılayacak kadar yoğun ama keskin olmayan tizler.
İyi Sporlar!
Henüz hiç yorum yapılmamış. İlk yorumu sen yap.
Yorum mu yapmak istiyorsunuz? Buradan giriş yaparak yorum yapabilirsiniz.